ARABAŞI ÇORBASI VE HAMURU

Arabaşı tarifi bir arkadaşımın ricasının ardında yayınlanmaya karar verdim.
Aslında bir tarifim yoktu, el ayarı ve göz kararı ile yapılan bir yemektir. Ama sitede el ayarımı nasıl tarif edebilirim? İlham almak için biraz internette dolaştım. Hemen, hemen bütün arabaşı tarifleri bir birine benziyor ( hamur için 1 bardak una 7 bardak su ). Merak ettim, öylemi diye ve denemek için havalar soğumasını bekledim, ama. . . felaket. Çok cıvık bir şey oldu ve katılaştırmak için un eklemek zorunda kaldım. Ekledim unu pişene kadar hamur tencerenin dibi tuttu ve ben perişan oldum. Keşke başından beri benim bildiğim yola gitseydim ve kendi ölçülerimi alsaymışım. Neyse, ben bir daha yaptım ve ölçülerimi aldım.


hamur için malzemeler:

4 su bardak tam dolu un (500 gr)
16 su bardak tam dolu su (3 l)
2 tatlı kaşık tuz

çorba için malzemeler:

1 kg civarında tavuk, kaz, hindi, av kuşu veya tavşanı vs.
4 kaşık tepeleme un
1 kaşık tereyağı
3 kaşık sıvı yağ
2 kaşık domates salçası ( veya 1 kaşık domates 1 kaşık biber salçası )
damak tadınıza göre tuz
limon ve pul biber  (tavsiye ederim ama damak tadınıza bağlı)

yapılışı:

İlk önce hamur ile başlıyoruz. 1 ölçü un için 4 ölçü su kullanacağız, tepsinize göre çoğaltırsınız. Benim verdiğim ölçüler büyük tepsi için (benimki 80 cm çapında).
Suyun yarısını 2 tatlı kaşık tuz ile beraber büyük bir tencereye ateşe koyalım. Bu arada unu ve kalan suyu ayrı bir kapta mikser veya blender yardımı ile içinde pürüzsüzler kalmayacak şekilde karıştıralım.
Karışımı hazır olunca ateşin üstünde ki tuzlu suya dökelim ( kaynama noktasına gelip gelmediyse fark etmez ). 15-20 dakika boyunca devamlı karıştırarak kaynatalım. Karıştırmak için ben çırpma teli kullanıyorum ama el blenderi, büyük bir tahta kaşığı veya oklava bile kullanılabilir.

Koyulaşmaya ve ceylan gözü gibi pofurdamaya başladıktan sonra 5 dakika daha ateşe bırakalım ama devamlı, özelikle dibini, karıştıralım ki tutmasın.
Önceden biraz su ile ıslattığımız ve yanımıza koyduğumuz bir tepsiye hamuru boşaltalım ve tepsiyi sallanarak hamuru güzel yayıyoruz. Kaşık veya başka bir şeyden yardım almaya gerek yok. Zaten başka bir şekilde düzeltmeye çalışırsak izler kalır ve arabaşının yüzü bozulur. Hamurun kalınlığı 1-2 cm civarında olması gerek. Tepsiyi balkona koyarız ve en azından 1-2 saat sertleşmeye bırakılır. O yüzden zaten eskiden arabaşı çorbasını sadece kış mevsiminde yapılırdı. Tepsiniz küçük ise buzdolabına de koyabilirsiniz, tabi yer varsa.

Şimdi çorba yapımına geçebiliriz.
Öncelikle et suyumuzu elde edelim. Hazır bulyonlar kullanmayın. Zaten çorbanın içinde et olması gerekiyor bir de buradan kimyasallar yutmayalım. Onun için tavuğu (veya her ne beyaz etiniz varsa olur), düdüklü tencereye koyalım, üzerinde biraz tuz ve 3-4 litre su ekleyelim ve haşlamasına bırakalım. Ben tencereye havuç ve soğan de koyuyorum ve haşladıktan sonra çıkartıyorum. Sadece vitamin takviyesi yapmak için.

İlk buharlar çıkmaya başlayınca saate bakalım ve tavuk için 30 dakika haşlamasından sonra ateşi söndürebiliriz. Öbür etler sertliğine göre zamanı yükseltmeniz gerek. Düdüklüden ses kesilince kapağı açıp tavuğumuzu çıkartalım ve biraz soğuduktan sonra kemikleri çıkartarak etleri didikleriz.
Şimdi tavuk suyumuz ve didiklenmiş etimiz var, çorba yapmaya başlayabiliriz.

Büyükçe bir tencereye 1 kaşık tereyağı eritelim ve üstünde 3-4 kaşık sıvı yağ daha koyalım. (Sadece sıvı yağ veya sadece tereyağı de kullanılabilir.)

Yağımız ısındıktan sonra unu ekleyip, unun kokusunu çıkana kadar kavuralım ve ardında salçamızı koyup biraz karıştıralım. Salça koyduktan sonra fazla bekletmeden tavuk suyumuzu ekleyelim ve hızlıca karıştıralım ki unu topaklanmadan açılsın. Yine de topaklar oluşturdu ise mikserle veya blender yardımı ile açılana kadar karıştıralım. Tencerenin dibine tutmamasına dikkat ederek 10-15 dakika daha kaynatalım, çorba biraz koyulaşsın ve son olarak didiklenmiş etleri koyalım. Etleri sona koyalım ki gerekirse mikser, blender veya çırpma teli kullanırsak etler ezilmesin. Servisimiz yaparken yanında limon ve pul biber koymaya unutmayalım. Ben pul biber veya bol limonsuz arabaşı çorbasını düşünemiyorum ama zevkler tartışılmaz ve sevmeyenler çıkabilir.
Çorbamızı da pişirdiğimize göre geçelim içme adabına. Geleneğine göre tepside ki katılaşmış hamuru baklava dilimli kesilir ve tepsinin ortasında bir boşluk açılır. O boşluğa kocaman bir kase oturtturulur ve çorba ile doldurulur. Herkes tepsinin etrafında otururlar ve kaşıkla bir dilim hamur aldıktan sonra çorbaya dalıp ikisini beraber yutarlar, ama ben ayrı kaseler tercih ediyorum.
Bu kadar. Biraz uzun oldu ama bir şey anlaşılmiyorsa, çekinmeden sorun.
Mihrace hanımcık afiyet olsun, inşaalah :)